Akciğer kanserinin 8 önemli belirtisine dikkat
17 Şubat 2022


Bolu İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı İzzet Baysal Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Şeyda Eyi, 1-30 Kasım ‘Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı’ sebebiyle Akciğer Kanseri hakkında bilgiler verdi.


  • AKCİĞER KANSERİNİN 8 ÖNEMLİ BELİRTİSİNE DİKKAT.JPG
  • AKCİĞER KANSERİNİN 8 ÖNEMLİ BELİRTİSİNE DİKKATT.jpg


İzzet Baysal Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Şeyda Eyi, Akciğer kanserinin akciğer dokularında bulunan anormal hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalık olduğuna dikkat çekerek; “Vücudumuzdaki herhangi bir kanser, hücrenin genetik materyalini taşıyan DNA’sının yapısındaki bir hata veya mutasyon nedeniyle başlar. Sonraki aşamada kontrolsüz çoğalan bu hücreler çevre dokulara ve akciğer dışındaki organlara yayılabilir (metastaz).

Akciğer kanseri hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkeler için önemli bir ölüm nedenidir. Dünya genelinde ve Amerika’da hem erkeklerde, hem de kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni olup, tüm kanser ölümlerinin kabaca 1/5’inden (% 19,4) sorumludur. Akciğer kanserleri başlıca iki gruba ayrılır: Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK). Bu sınıflandırma tümörün mikroskobik görüntüsüne dayanarak yapılır. Bu iki tip kanserin büyüme hızları, yayılımları ve tedavileri farklıdır.” şeklinde konuştu.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?
“Akciğerlerimiz dışarıya açılan bir organdır ve dış ortam havasını kullanır. Bu nedenle nefes ile alınan havadaki her türlü madde sağlığımızı etkileyebilir” diyen Dr. Şeyda Eyi; “Sigara: Sigara kullanımı akciğer kanserinin en sık görülen nedenidir (%90’dan fazla). Günlük içilen sigara sayısı, sigara içme süresi, erken başlama yaşı, dumanı derin çekme ve katran miktarı ile kanser gelişme riski artar.  Sigara dumanına pasif olarak maruz kalınması da akciğer kanseri riskini arttırmaktadır. Kendileri sigara içmedikleri halde ev veya işyerlerinde pasif olarak dumana maruz kalan kişilerde akciğer kanseri gelişme riski % 20-30 artmaktadır. Akciğer kanseri hiç sigara kullanmamış kişilerde de görülebilmektedir. Tüm akciğer kanserleri hastaların % 15’ini sigara içmeyenler oluşturmaktadır.

Sigaranın bırakılması durumunda akciğer kanseri olasılığı zamanla azalmakta ve sigara bırakıldıktan 10-20 yıl sonra hiç içmemişlerin düzeyine yaklaşmaktadır.  Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle kadınlarda, sigara içme alışkanlığındaki artışa paralel olarak akciğer kanseri sıklığı giderek artmaya devam etmektedir” ifadelerine yer verdi.

AKCİĞER KANSERİ RİSKİNİ ARTTIRAN DİĞER ETKENLER
Eyi, akciğer riskini artıran nedenler ve belirtilerinden de bahsederek;  “Asbest: Bazı toprak ve kayalarda bulunan saç gibi ince liflerdir. Solunum havası ile alındığı zaman asbest lifleri akciğeri zedeler ve sonunda bir çeşit akciğer kanseri olan mezotelyoma gelişir. Asbest teması akciğer kanseri olasılığını 1.5 - 5.4 kat arttırırken, sigara içen kişilerde bu risk daha fazladır. 


Radon gazı, uranyum, berilyum, vinil klorid, nikel kromat, kömür ürünleri, hardal gazı, klormetil eterler, petrol ürünleri gibi kansere yol açan kimyasallara maruziyet,

Akciğer kanseri aile öyküsünün olması,

Yüksek düzeyde hava kirliliği,

İçilen suyun yüksek oranda arsenik içermesi,

Akciğerlere radyasyon tedavisi uygulanması,

Akciğerde bazı hastalıklar sonrasında kalan yara izi (skar).


BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Her türlü sıra dışı fiziksel şikayetlerinizi doktorunuza bildirmeniz incelenmesi açısından çok önemlidir. Akciğer kanserinin neden olduğu bulgu ve şikayetlerin oluşumu için birkaç yıl geçer ve hastalık ileri evreye gelinceye kadar fark edilmeyebilir. Ne yazık ki, hastalığın erken döneminde hastaların genellikle bir şikayeti olmaz ya da mevcut şikayetler hastalar tarafından önemsenmez. Akciğer kanserinin sık görülen başlıca belirtileri aşağıdaki gibidir.” dedi.

Semptom ve bulgular Yaklaşık görülme sıklığı (%)

Öksürük 75

Kilo kaybı 68

Nefes darlığı 58-60

Göğüs ağrısı 45-49

Hemoptizi 29-35

Kemik ağrısı 25

Çomak parmak 20

Ateş 15-20” diye konuştu.

TANISI NASIL KONUR?

Eyi, akciğer kanserinde tanının nasıl konulduğunu da aktararak; “Göğüs hastalıkları bölümüne başvurularında hekim hastanın tıbbi öyküsünü alır ve sigara kullanımı ve diğer risk faktörlerini sorgular. Yapılan fizik muayenenin ardından akciğer grafisi ile birlikte bazı laboratuvar testleri istenir. Muayene ve akciğer grafisi bulguları ile akciğer kanserinden şüphe edilen hastalarda öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir.

Hastaların çoğunda tanı için akciğerlerden biyopsi alınır. Biyopsiler çeşitli yöntemler ile yapılabilir. Alınan doku parçalarının bir patolog tarafından incelenmesi oldukça önemlidir. Çünkü akciğer kanseri hücre tipinin kesin olarak bilinmesi tedaviye yön veren en önemli bilgidir. Yapılan diğer testler genellikle kanserin vücuttaki yayılımı hakkında bilgi sahibi olmak için yapılır. Bu testler ise hastanın şikayetlerine göre manyetik rezonans görüntüleme (MR), kemik sintigrafisi, ultrasonografi veya PET-BT (Akciğer Kanseri Tedavisi pozitron emisyon tomografi) olabilir.

 

“TÜMÖRÜN TİPİ, EVRESİ VE HASTANIN PERFORMANS DURUMU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULUYOR”
Tümörün tipi, evresi ve hastanın performans durumu göz önünde bulundurularak tedavi planı yapılır. Akciğer kanserinin tedavisinin doğru yapılabilmesi için doğru evreleme şarttır. Akciğer kanserinde evreleme kanserin bulunduğu bölgeyle sınırlı olup olmadığı, lenf nodlarına  (havayolları kenarında lenfatik bezeler) veya diğer uzak organlara yayılıp yayılmadığı temeline dayanır.
Akciğer kanserinin tedavisinde kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi yöntemler tek başlarına veya bazı hastalarda olduğu gibi birlikte uygulanabilmektedir. Uygulanacak tedaviler KHDAK’de evrelere göre farklılık gösterir. KHAK olan hastalarda eğer hastalık çok erken evrede yakalanabilirse cerrahi tedavi şansı olabilir. Ancak bu hastaların çoğunda tanı konulması sırasında hastalık zaten yaygın evrede olup, cerrahi tedavi mümkün olmamaktadır. Standart tedavi sınırlı evre hastalarda kemoterapi ve radyoterapi uygulaması, yaygın evrede ise tek basına kemoterapidir.” ifadelerini kullandı.